Diyarbakır SEX SHOP - EroticTR
페이지 정보

본문
Clinton’ın önerisi Yahudilerin Tapınak Tepesi’ni ziyaret etme ve o bölgede dua etme haklarına yönelik garantiler verdi... Şaron, Yahudilerin Tapınak Tepesine ziyaretlerinde bir sorun olmayacağına ikna olduğunda, İsrailli dindarlar ve milliyetçi sağcı grupların barış sürecine karşı çıkacakları çok neden kalmayacaktı. Şaron, Tapınak Tepesi’ni ziyaret edeceğine dair kararını açıkladığında, Ehud Barak istihbarat şefi Ami Ayalon’a Jibril Rajoub’a ulaşmasını ve güvenli bir ziyaret için gerekenin yapılmasını istemesi emrini verdi. Rajoub, Şaron’un camiye girmemesi ve orta yerde ibadet etmemesi halinde pürüzsüz bir ziyaret olacağı sözünü verdi. Barak ayrıca Arafat’a ulaşarak, camiye girmemesi durumunda Şaron’un ziyaretinin pürüzsüz gerçekleşeceğine dair teminatlar aldı. Bir grup Filistinli ileri gelenler ve üç Arap Knesset üyesi ziyareti protesto etmek için bölgeye geldiler. Filistinli ileri gelenler arkada izlerken, genç Filistinliler taş attılar ve İsrail güvenlik güçlerini geçerek Şaron’a ve yanındakilere ulaşmaya çalıştılar. Şaron’un ziyareti bunlara rağmen sessiz ve düzgün bir şekilde gerçekleşti. Dua etmedi, beyanda bulunmadı ya da Müslümanlar tarafından provokatif olarak görülecek bir şey yapmadı. Bir taş yağmuru altında Ağlama Duvarı’na ulaşmasına rağmen, soğuk kanlı davrandı ve "Buraya Müslüman ve Yahudilerin beraber yaşayabileceklerine inanan biri olarak buraya geldim" dedi, Diyarbakır Escort gazetecilere. "Beraber inşa edip büyüyebileceğimize inanıyorum. Bu huzurlu bir gezi oldu" dedi.[79]
Bu konuşmanın ; şüpheli Mehmet Fikri KARADAĞ'ın kendi beyanı içeriğine göre 22 Temmuz 2007 tarihindeki genel seçimler sonrasında Kuvayı Milliye Derneği ile bağlantısını zayıflattığı, 07 Eylül 2007 tarihinde de resmi olarak ayrıldığı tarihten sonra yapıldığı , Kuvayı Milliye Derneğinin Kadıköy ilçesindeki genel merkez binasında geçtiği, huzurda Mehmet Fikri KARADAĞ ve Hüseyin GÖRÜM'den başka 12 kişinin daha olduğu anlaşılmaktadır.Tartışmalarının ise ; Mehmet Fikri KARADAĞ'ın Ergenekon Terör Örgütünün amaçlan doğrultusunda görünürdeki Kuvayı Milliye Derneğinin legal yapılanmasının tüm imkanlarını kullanmasına karşın söz konusu genel seçimlerde beklediği neticeyi sağlayamaması, bunun dışında Mersin ilindeki ölme, öldürülme ve öldürme ikazı ile yaptırdığı yemin töreni, Derneğin Teşkilat Başkanı Hüseyin GÖRÜM'ün başında bordo bere ile kıydığı Kuvva Nikahı ve sağına ve soluna alıp temsili olarak İsa ile Musa Peygamber olarak tanıttığı kişiler ile birlikte yaptığı basın açıklaması görüntülerinin basında yer alıp vatandaşlardan tepki alması, yukarıda silah ve örgütsel dokümanlar ile yakalandığı anlatılan Murat ÇAĞLAR'dan sonra Dernek yapılanması hakkında soruşturma başlatılması olaylarından sonra işlevsiz kaldığını düşündüğü derneğin legal yapılanmasını tasfiye etme düşüncesinden ve Hüseyin GÖRÜM'ün buna karşı çıkmasından kaynaklandığı görüntülü konuşmanın tümünün incelenmesinden anlaşılmaktadır. Yukarıda özetlenen telefon görüşmelerinden de anlaşılacağı gibi neredeyse askeri bir itaatle bağlı örgüt üyelerinin kendisine bu tartışmada olduğu gibi karşı çıktıkları görülmemiştir. Bu nedenle de olayların gelişiminin kavranması açısından önem verilen bu konuşmada Hüseyin GÖRÜM'ün Mehmet Fikri KARADAG'a ; Muzaffer TEKİN tarafından tanıştırıldıklarını, VKGB'nin kuruluşu aşamasında kendisinin Maltepe semtindeki meşhur barakasına gelip gittiğini, Hendek ilçesinde anlaşmayı bozanın kanının diğerine helal olduğuna dair bir anlaşma yaptıklarını, buna karşılık kendisinin eroin kaçakçısı olarak gösterilip VKGB oluşumundan uzaklaştırıldığını, kutsal bir dava olarak gördüğü Kuvayı Milliye Derneğinin kuruluşunda kendisinin büyük emeği olduğunu, ancak Mehmet Fikri KARADAĞ'ın derneğe gelen kişilere grup kurun, yer altına inin, şunu vur, bunu vur, kıralım, keselim,para bulalım dediğini, bütün eylemlerde arka planda durup kendisini öne sürdüğünü, Ankara'da kurulan Kuvva-i Milliye Derneğinin arkasında da Muzaffer TEKİN'in olduğunu, başkanı olan Bekir ÖZTÜRK'ün kendisi gibi kukla olduğunu, telkinlerine uyan birisinin suç işlemesi halinde kendisine yükleneceğini, nitekim Danıştay saldırısı ve Hrant DİNK'in öldürülmesi olaylarından sonra ortadan kaybolduğunu, bütün bu olaylardan sonra işin iç yüzünü anladığını söylediği anlaşılmaktadır.
ANKARAC.BAŞSAVCILIĞININ (CMK.250. MADDESİY- LE YETKİLİ BÖLÜMÜ), 11.07.2007 TARİHLİ İDDİANAMESİ İLE ÖZETLE : Türban örtüsü ile ilgili Cumhuriyet Gazetesinde yayınlanan karikatür ve Danıştay 2.Dairesince verilen türban kararını esas alan şüpheliler Alparslan ARSLAN, Süleyman ESEN ve Salih KURTER'in TCK 309 maddesinde yazılı cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya, bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasına önlemeye teşebbüs amacı doğrultusunda, şiddet ve tehditle toplum üzerinde baskı kurmak,ders vermek, türban örtüsünü korumak amacı ile bir araya gelip silahlı örgüt kurdukları ve yönettikleri, Osman YILDIRIMJsmail SAĞIR , Tekin İRSİ ve Erhan TİMUROĞLU'nun bu örgütte üye olarak örgüt adına faaliyette bulundukları, Ayhan PARLAK ve Aykut Metin ŞÜKRE'nin de örgüte yardım ettiklerinden bahisle, Alparslan ARSLAN, Süleyman ESEN,Salih KURTER,Osman YILDIRIM, İsmail SAĞIR, Tekin İRSİ, Erhan TİMUROĞLU, Aykut Metin ŞÜKRE ve Ayhan PARLAK hakkında ; TCK 314/1-2 maddesine uyan Terör Örgütü Kurmak ve Yönetmek, TCK 309 maddesine uyan Cebir ve Şiddet Kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya ve bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs etme, TCK 82/a-g maddesine uyan tasarlayarak kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeni ile nitelikli kasten öldürme, TCK 82/a-g,35 maddelerine uyan tasarlayarak kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeni ile nitelikli kasten öldürmeye tam teşebbüs ve bu fiilere iştirak, TCK 174/1-2 maddesine uyan örgütün faaliyetleri çerçevesinde patlayıcı temin etmek ve bulundurma, TCK 170/1-c maddesine uyan patlayıcı atmak, 6136 S.K. 13/1 maddesine uyan izinsiz silah taşımak, TCK 151/1, 152/l-a-2-a maddelerine uyan özel ve kamu malına zarar vermek ve TCK 220/7 maddesine uyan örgüte yardım suçlarından eylemlerine uyan kanun maddeleri gösterilerek cezalandırılmaları istemi ile dava açmıştır. Soruşturma kapsamında ifadelerine başvurulan Muzaffer TEKİN, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK, Teoman EKŞİOĞLU,Hüseyin GÖRÜM,Zeki Yurdakul ÇAĞMAN, Mahmut ÖZTÜRK,Atilla ERER,Nihat GÜRKAN,Sinan BERBEROĞLU, Orhan KADI,Saim ÖZDEN,Mehmet ATMACA, Nusret ARAŞ ve Osman MUTLU isimli şüpheliler hakkında ise , suç işlemek amacıyla kurulan ve 5-10-11 Mayıs 2006 tarihlerinde Cumhuriyet Gazetesi idare binasına el bombası atılması, 17.05.2006 tarihinde de Danıştay 2.Daire Başkan ve üyelerine yapılan silahlı saldırıyı gerçekleştiren silahlı örgüte yardım ettikleri şüphesi ile soruşturma yapılmış ise de, şüphelilerin üzerlerine atılı suçu işledikleri konusunda haklarında kamu davası açmaya yeterli ve inandırıcı delil elde edilemediğinden bahisle Ek Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Karar verilmiştir.
Bu konuşmanın ; şüpheli Mehmet Fikri KARADAĞ'ın kendi beyanı içeriğine göre 22 Temmuz 2007 tarihindeki genel seçimler sonrasında Kuvayı Milliye Derneği ile bağlantısını zayıflattığı, 07 Eylül 2007 tarihinde de resmi olarak ayrıldığı tarihten sonra yapıldığı , Kuvayı Milliye Derneğinin Kadıköy ilçesindeki genel merkez binasında geçtiği, huzurda Mehmet Fikri KARADAĞ ve Hüseyin GÖRÜM'den başka 12 kişinin daha olduğu anlaşılmaktadır.Tartışmalarının ise ; Mehmet Fikri KARADAĞ'ın Ergenekon Terör Örgütünün amaçlan doğrultusunda görünürdeki Kuvayı Milliye Derneğinin legal yapılanmasının tüm imkanlarını kullanmasına karşın söz konusu genel seçimlerde beklediği neticeyi sağlayamaması, bunun dışında Mersin ilindeki ölme, öldürülme ve öldürme ikazı ile yaptırdığı yemin töreni, Derneğin Teşkilat Başkanı Hüseyin GÖRÜM'ün başında bordo bere ile kıydığı Kuvva Nikahı ve sağına ve soluna alıp temsili olarak İsa ile Musa Peygamber olarak tanıttığı kişiler ile birlikte yaptığı basın açıklaması görüntülerinin basında yer alıp vatandaşlardan tepki alması, yukarıda silah ve örgütsel dokümanlar ile yakalandığı anlatılan Murat ÇAĞLAR'dan sonra Dernek yapılanması hakkında soruşturma başlatılması olaylarından sonra işlevsiz kaldığını düşündüğü derneğin legal yapılanmasını tasfiye etme düşüncesinden ve Hüseyin GÖRÜM'ün buna karşı çıkmasından kaynaklandığı görüntülü konuşmanın tümünün incelenmesinden anlaşılmaktadır. Yukarıda özetlenen telefon görüşmelerinden de anlaşılacağı gibi neredeyse askeri bir itaatle bağlı örgüt üyelerinin kendisine bu tartışmada olduğu gibi karşı çıktıkları görülmemiştir. Bu nedenle de olayların gelişiminin kavranması açısından önem verilen bu konuşmada Hüseyin GÖRÜM'ün Mehmet Fikri KARADAG'a ; Muzaffer TEKİN tarafından tanıştırıldıklarını, VKGB'nin kuruluşu aşamasında kendisinin Maltepe semtindeki meşhur barakasına gelip gittiğini, Hendek ilçesinde anlaşmayı bozanın kanının diğerine helal olduğuna dair bir anlaşma yaptıklarını, buna karşılık kendisinin eroin kaçakçısı olarak gösterilip VKGB oluşumundan uzaklaştırıldığını, kutsal bir dava olarak gördüğü Kuvayı Milliye Derneğinin kuruluşunda kendisinin büyük emeği olduğunu, ancak Mehmet Fikri KARADAĞ'ın derneğe gelen kişilere grup kurun, yer altına inin, şunu vur, bunu vur, kıralım, keselim,para bulalım dediğini, bütün eylemlerde arka planda durup kendisini öne sürdüğünü, Ankara'da kurulan Kuvva-i Milliye Derneğinin arkasında da Muzaffer TEKİN'in olduğunu, başkanı olan Bekir ÖZTÜRK'ün kendisi gibi kukla olduğunu, telkinlerine uyan birisinin suç işlemesi halinde kendisine yükleneceğini, nitekim Danıştay saldırısı ve Hrant DİNK'in öldürülmesi olaylarından sonra ortadan kaybolduğunu, bütün bu olaylardan sonra işin iç yüzünü anladığını söylediği anlaşılmaktadır.
ANKARAC.BAŞSAVCILIĞININ (CMK.250. MADDESİY- LE YETKİLİ BÖLÜMÜ), 11.07.2007 TARİHLİ İDDİANAMESİ İLE ÖZETLE : Türban örtüsü ile ilgili Cumhuriyet Gazetesinde yayınlanan karikatür ve Danıştay 2.Dairesince verilen türban kararını esas alan şüpheliler Alparslan ARSLAN, Süleyman ESEN ve Salih KURTER'in TCK 309 maddesinde yazılı cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya, bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasına önlemeye teşebbüs amacı doğrultusunda, şiddet ve tehditle toplum üzerinde baskı kurmak,ders vermek, türban örtüsünü korumak amacı ile bir araya gelip silahlı örgüt kurdukları ve yönettikleri, Osman YILDIRIMJsmail SAĞIR , Tekin İRSİ ve Erhan TİMUROĞLU'nun bu örgütte üye olarak örgüt adına faaliyette bulundukları, Ayhan PARLAK ve Aykut Metin ŞÜKRE'nin de örgüte yardım ettiklerinden bahisle, Alparslan ARSLAN, Süleyman ESEN,Salih KURTER,Osman YILDIRIM, İsmail SAĞIR, Tekin İRSİ, Erhan TİMUROĞLU, Aykut Metin ŞÜKRE ve Ayhan PARLAK hakkında ; TCK 314/1-2 maddesine uyan Terör Örgütü Kurmak ve Yönetmek, TCK 309 maddesine uyan Cebir ve Şiddet Kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya ve bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs etme, TCK 82/a-g maddesine uyan tasarlayarak kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeni ile nitelikli kasten öldürme, TCK 82/a-g,35 maddelerine uyan tasarlayarak kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeni ile nitelikli kasten öldürmeye tam teşebbüs ve bu fiilere iştirak, TCK 174/1-2 maddesine uyan örgütün faaliyetleri çerçevesinde patlayıcı temin etmek ve bulundurma, TCK 170/1-c maddesine uyan patlayıcı atmak, 6136 S.K. 13/1 maddesine uyan izinsiz silah taşımak, TCK 151/1, 152/l-a-2-a maddelerine uyan özel ve kamu malına zarar vermek ve TCK 220/7 maddesine uyan örgüte yardım suçlarından eylemlerine uyan kanun maddeleri gösterilerek cezalandırılmaları istemi ile dava açmıştır. Soruşturma kapsamında ifadelerine başvurulan Muzaffer TEKİN, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK, Teoman EKŞİOĞLU,Hüseyin GÖRÜM,Zeki Yurdakul ÇAĞMAN, Mahmut ÖZTÜRK,Atilla ERER,Nihat GÜRKAN,Sinan BERBEROĞLU, Orhan KADI,Saim ÖZDEN,Mehmet ATMACA, Nusret ARAŞ ve Osman MUTLU isimli şüpheliler hakkında ise , suç işlemek amacıyla kurulan ve 5-10-11 Mayıs 2006 tarihlerinde Cumhuriyet Gazetesi idare binasına el bombası atılması, 17.05.2006 tarihinde de Danıştay 2.Daire Başkan ve üyelerine yapılan silahlı saldırıyı gerçekleştiren silahlı örgüte yardım ettikleri şüphesi ile soruşturma yapılmış ise de, şüphelilerin üzerlerine atılı suçu işledikleri konusunda haklarında kamu davası açmaya yeterli ve inandırıcı delil elde edilemediğinden bahisle Ek Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Karar verilmiştir.
- 이전글These 10 Hacks Will Make You(r) Like Show (Look) Like A pro 25.06.29
- 다음글10 Lessons About PokerTube - Watch Free Poker Videos & TV Shows You Need To Learn Before You Hit 40 25.06.29
댓글목록
등록된 댓글이 없습니다.